Pelvik Enflamatuar Hastalık kadın üst genital sistemi enfeksiyonlarına verilen isimdir. Bu tablo kadınlarda oldukça yaygın rastlanan bur durumdur. Rahim, fallop tüpleri ya da yumurtalıklardaki enfeksiyonlardan kaynaklanan bu hastalık özellikle pelvis ve kalçalar olmak üzere yaygın bir ağrıya hatta acılara neden olmaktadır.
Ciddi ve yaygın bir hastalık durumu olarak karşımıza çıkan pelvik enflamatuar hastalıkta gençlerin daha sık bu tablo ile karşı karşıya kaldığını söyleyebiliriz. Başarılı bir şekilde tedavi edilebilirken, tedavi edilmediği durumlarda kalıcı ve daha uzun dönemlerde büyük sorunlara neden olabilmektedir. Bu nerenle her bir kadının bu enfeksiyondan koruma yöntemlerini bilmesi gerekmektedir. Böylece hastalanma olasılıklarını da düşürmek mümkündür.
Pelvik Enflamatuar Hastalık nedenleri içerisinde bir takım çeşitli mikroorganizmalar bulunmaktadır. Ancak en yaygın görülen cinsi cinsel geçişli hastalıklardır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında bulunan “gonere” ve “klamidya” bakterileri hastalığın en sık karşılaşılan nedenleri içerisinde yerini almaktadır. Tedavi edilmediği durumlarda bu bakteriler cinsel geçişli hastalıklara ve sonucunda da pelvik enflamatuar hastalığa neden olmaktadırlar. Bu hastalık genellikle bakterilerin vajina ve serviksten yukarı doğru çıkması sonucunda görülmektedir. Daha sonrasında bu bakteriler uterusa, fallop tüplerine ve overlere doğru yol almaktadır. Böylece hastalık tablosu günler veya haftalar içerisinde ilerleme göstermektedir.
Pelvik enflamatuar hastalığın bulunduğu pek çok kadının hastaneye yatırıldığını söyleyebiliriz. Hatta bu yatış sonrasında bazılarında cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Bu vakalarda da bu hastalığın ciddi sorunlara yol açtığını net bir şekilde görmek mümkündür. Yani kısıklık, dış gebelik ve uzun süren pelvik ağrıları gibi tablolara yol açabilmektedir. Ancak bu hastalığın görülmesi ile birlikte pek çok kadında yaygın bir şekilde kısırlığa neden olmaktadır. Bu nedenle bir kadının ne kadar sıklıkta Pelvik Enflamatuar Hastalık geçirdiğine ve hastalığın şiddetine bağlı olarak kısırlık riskinin daha yüksek olduğu ifade edilmektedir.
Fallop tüplerinin iç dokusuna kadar ulaşan hastalık, bu dokuda hasarlara yol açmaktadır. Doku hasarları sonrasında da tüpler bloke olmakta ve kısırlık oluşmaktadır. Bununla birlikte hasarlı tüpler yumurtanın rahme ulaşmasını engellemekte ve dış gebelik oluşmasına yol açmaktadır. Bu nedenle kısırlığa ek olarak çok sayıda dış gebelik olgusunun da görüldüğünü söyleyebiliriz. Dış gebelik olguları genellikle tüpün olduğu tarafta rahim dışında görülmektedir. Döllenen yumurta tüp içerisinde büyümeyi sürdürürken tüpün yırtılması ve karın içinde kanamalara yol açabilmektedir. Bu durum ciddi bir tabloya neden olmakta ve hastaya cerrahi müdahale gerekmektedir.
Pelvik Enflamatuar Hastalık hafif ya da şiddetli belirtiler ile kendini gösterebilmektedir. Bununla birlikte hiç belirti vermediği hastalarda bulunmaktadır. Ancak her olguda kadın üreme organlarında ciddi boyutlarda hasarlara neden olmaktadır. Bu nedenle aşağıda yer alan belirtilerin bulunması halinde muhakkak bir hekime danışılması gerekmektedir.
Pelvik Enflamatuar Hastalık teşhisi zor bir kadın hastalığıdır. Özellikle kadın üreme organlarının muayenesinin zor olması ve belirtilerin diğer pek çok hastalıkla benzerlik göstermesi hastalığın teşhisinin gecikmesine yol açmaktadır. Bu nedenle pelvik muayenelerinde özellikle üreme organlarının duyarlı olup olmadıkları değerlendirilmektedir. Bu amaçla; rahim ağzından örnekler alınarak gonore ya da klamdiya enfeksiyonları araştırılabilmektedir. Ayrıca üreme organlarına ilişkin testler de yapılmaktadır. Tetkiklere ek olarak; ultrasonografi, rahim içi örnekleme ve laparoskopi yöntemleri de hastalığın teşhisinde kullanılan diğer yöntemlerdir.
Pelvik enflamatuar hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Ancak bu hastalığın tedavisinde erken teşhis ve erken tedavi oldukça önemlidir. Özellikle kısırlık problemlerinin önlenmesi açısından erken tedavinin önemi büyüktür. Bu amaçla hastalığın tedavisinde ilk olarak antibiyotik tedavisi kullanılmaktadır. Çoğu Pelvik Enflamatuar Hastalık olgusunda antibiyotik tedavisi tek başına mevcut enfeksiyonu yok edebilmektedir. Ancak bazı vakalarda hastalık birden fazla bakteri ile ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle yalınızca antibiyotik tedavisi tercih etmek tüm bakterilerin yok edilmesi noktasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle birden fazla antibiyotik tedavisine geçilmektedir.
Antibiyotik tedavileri ağızdan kullanılabileceği gibi bazı durumlarda enjeksiyon yöntemi ile de uygulanabilmektedir. Antibiyotik tedavisi sonrasında bazı durumlarda hastalığın belirtileri enfeksiyon tam anlamı ile yok edilmeden kaybolabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki; hastalığın neden olduğu semptomlar ortadan kalksa dahi reçete edilen tüm antibiyotik tedavilerinin düzenli ve eksiksiz bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Bazı olgularda ilaçların enfeksiyonun tam olarak kaybolmasına yardımcı olabilmesi için ortalama 14 gün kesintisiz kullanılması önerilmektedir. Tedavi sürecinin başladığı 2 ila 3 gün sonrasında hasta hekim tarafından tekrar muayene edilmektedir. Muayene esnasında Pelvik Enflamatuar Hastalık ile ilgili iyileşme gözlemlenmez ise; hastaneye yatış gerekmektedir. Bu durum hastanın hastane koşullarında tedavi edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Özellikle ayırıcı tanı yapılamıyorsa, gebelik, apse ve şiddetli enfeksiyon varlığı ile birlikte ek antibiyotik tedavisi gerekiyorsa hastaneye yatış gerekebilmektedir.