Pek çok anne adayının doğum tarihi yaklaştıkça özellikle hangi teknikle doğum yapacağı konusunda bir takım endişeler ve kaygılar yaşadığını ifade etmemiz mümkündür. Bu kaygılar anne adayının bünyesinden ve doğum yolu ile ilgili olduğu kadar psikolojik açıdan da ele alınması gereken bir noktadır. Bu nedenle her anne adayının 40’ıncı hafta öncesinde konu ile ilgili doğum bilgilerini edinmelidir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki 18 ila 36 yaş aralığında olan ve ilk doğumunu gerçekleştirecek olan her anne adayı normal doğumu gerçekleştirebilecek yapıya sahiptir.
40’ıncı gebelik haftasının dolmasının ardından fetusun rahim dışarısına zarlar ve plasentası ile birlikte vajinal yolla atılması “Normal Doğum” olarak ifade edilmektedir. Normal gebelik süreci 280 gün sürmektedir. Ancak tüm gebeliklerin yalnızca % 5’lik kısmı beklenen ve hesaplanan günde sona ermektedir. Büyük bir bölümü ise beklenen doğum tarihinden yaklaşık 1 hafta önce doğum eylemine girmektedir.
Genellikle doğumun yaklaştığını hissettiren ilk belirtiler düzensiz kasılmalar ve buna eşlik eden “nişan gelmesi” olarak adlandırılan kanamadır. Rahim ağzı gebelik süresince sümüksü bir yapı ile kapalıdır. Bu yapı bebeğin dış etkenlerden korunmasına yardımcı olmaktadır. Doğum eyleminin başlaması ile birlikte rahim ağzında bir açılma olmakta ve bu yapı kanlı bir akıntı şeklinde vücuttan dışarı atılmaktadır. Bu durumun yani nişan gelmesi olayı ile birlikte doğumun başladığı daha net bir şekilde anlaşılmaktadır.
Doğumun erken belirtilerinden bir diğeri ise düzensiz rahim kasılmalarıdır. Ancak anne adayları bu kasılmaları ağrı ya da sancı olarak algılamaktadır. Yalancı doğum sancıları olarak ifade edilen bu kasılmalar anne adayının dinlenmesi ile birlikte geçmektedir. Hatta genellikle şiddetti artmadan kendiliğinden dinmektedir. Bu yalancı doğum sancıları düzensiz aralıklar ile gidip gelen ortalama süresi 15 ila 20 saniye olan kısa süreli ve hafif ağrılar şeklindedir. Ancak gerçek doğum sancıları daha düzenli aralıklar ile gidip gelerek kendini göstermektedir. Kasılmaların şiddeti ve boyutu ise artış göstermekte ve sancı araları zamanla kısalmaktadır. Ortalama 45 il 60 saniye süren bu kasılmalar rahmin açılmasına yardımcı olmaktadır.
Su gelmesi yani amniyotik sıvının gelmesi doğumun bir diğer belirtisidir. Genellikle zarın açılması ile birlikte 24 saat içinde doğum eylemi kendiliğinden başlamaktadır. Ancak bazı durumlarda Normal Doğum eyleminin gerçekleşebilmesi için rahim kasılmalarını arttırmak amacı ile suni sancı desteği verilebilmektedir. Bazı durumlarda sancılar başlamadan önce amnion zarın yırtılması ile su gelebilmektedir. Bu tabloda da doğum eylemi başlayabilmektedir.
Doğum eylemine giren anne adayı sancı olarak algıladığı düzenli rahim kasılmaları ile karşılaşmaktadır. Bu durum Normal Doğum için önemli bir noktadır. Ancak bir gebeliğin normal yoldan sonlandırılabilmesi için 3 ana faktör bulunmaktadır. Bu faktörler içerisinde; rahim, bebek ve annenin kemik çatısıdır. Normal doğumun gerçekleşebilmesi için bu ana faktörler önemli etkenlerdir. Yani normal doğum için güç (rahim kasılmaları), doğum yolu (kemik yapısı yani çatı) ve yolcu (bebek) normal doğumun sınırlı faktörleridir.
Normal doğumun başlayabilmesi ve gebeliğin normal doğumla sonlandırılabilmesi için rahmin açılması ve düzenli aralıklar ile kasılması gerekmektedir. Bu kasılmalar karşılığında rahmin ağzının açılmasına engel bir durumun olmaması halinde normal doğum başlatılmaktadır. Bu kasılmalar eşliğinde rahim açılması sonrasında kasılma gücü bebeğin rahim dışına itilmesine yardımcı olmaktadır. Ancak bu itilmenin sağlanması aşamasında bebeğin Normal Doğum için uygun pozisyonda olması ve önünde bir engel bulunmaması gerekmektedir.
Normal doğumun gerçekleşmesi sırasında son olarak bebeğin ve yolun uyumlu olmasına dikkat edilmektedir. Özelikle bebeğin iri ya da yolun normalden daha dar olması halinde doğum için engel söz konusudur. Bu durum vajinal doğumun olmamasına yol açmaktadır.
Normal doğumun ilk evresi rahim ağzının açılmasına yardımcı olacak güçteki kasılmaların başlaması ile birlikte rahim ağzının tam açılmasına kadar (10 cm) olan süreci içerisine almaktadır. Bu evrede servikal açıklığın artması sonrasında bebeğin başı içeride bir takım manevralar yaparak aşağı doğru inmektedir.
İkinci evre tamamen açık olan rahim ağzından bebeğin doğmasına kadar geçen süreyi ifade etmektedir. Üçüncü ve son evre ise; normal doğum eyleminin sonlanmasının ardından plasenta ve eklerinin tümünün atılmasına kadar olan süreci kapsamaktadır. Bu evre ile birlikte Normal Doğum sonuçlanmış olmaktadır. Altında yatan neden tam olarak bilinmemekle birlikte doğum sonrasında plasentanın çıkarılması ile birlikte annede titreme nöbetleri görülmektedir. Bu nöbet ciddi bir tablo değildir. Belli bir süre sonrasında kendiliğinden geçmektedir.
Normal Doğum kendiliğinden gerçekleşebildiği gibi vakum ya da forseps gibi bir takım müdahaleler ile de gerçekleşebilmektedir. Burada kullanılan yöntemler bebeğin dışarı doğru çekilmesine yardımcı olmaktadır. Genellikle normal doğumların %10’luk kısmında doğuma yardımcı olması amacı ile forseps ya da vakum kullanılmaktadır. Özellikle bebeğin sıkıntı belirtileri ya da doğum kanalında sıkışması ve anne adayının yeterli oranda itmemesi halinde bu aletler yardımı ile normal doğuma destek verilmektedir. Anne için vakum daha az travmatik sonuçlar doğururken, bebek için forseps daha az risklidir. Bu nedenle normal doğumlarda kalıcı ve tehlikeli risklerin oluşmaması için her iki teknik de uygulanabilmektedir.